Kadın yıllarca toplumda ezilen taraf oldu. Bunun hepimiz farkındayız. Ancak bulunduğumuz yüzyılın başında işler değişti, erkek hegemonyası devrildi, eşitlik(!) sağlandı, şimdi de çirkinleşme zamanı.
Çok daha gerilerden getirdiğimiz "toplayıcı" ve "avcı" kimliklerimiz ne kadar silinmeye yüz tutmuş gibi görünse de hala kamera arkasında, yönetmen koltuğunda oturmaktadır. Yaptığımız her hareketin ilk kıvılcımı bu kimliklerimizi taşıdığımız "İD" den çıkar. En derinden "Yemek" diye bir komut gelir, daha sonra bu "karnın acıktı" ya dönüşür, daha sonra mediyetle şekillendirilip "Bir restorana git" yahut "Evde yemek yap. Ye" şeklinde işlendikten sonra faaliyete dönüştürülür.
Aynı mekanizma erkeğin beynine "Avlan" komutunu verince bu fonksiyonun son eylemi olarak erkek çalışır, para kazanır ve mağrasına ganimetiyle gelir. İşte sorun da şurda başlar ki kadın biyolojik kimliğini yitirip avlanmaya çalışır. Avda başarılı olmayan kadın eksiklik hisseder, "Neden erkek avlanabiliyor ve ben avlanamıyorum" diye düşünürken şuçu avlanmaya çalıştığı ormana atar, erkeğe atar, "Kendi düzeninizi bizsiz kurmuşsunuz." der. Burda olan mantık hatasının asıl sebebi ise kapital düzenin hayatlarımıza kattıklarıdır.
1) Standart Güzellikle, Ortalama Gelir Düzeyinde Bir Kadın: Ailesinin sosyal ve ekonomik durumu sayesinde ortalama bir eğitim alır, kendisiyle beraber olmak isteyen (örnek olarak) 5 kişiden en sağlıklısı ve gelir düzeyi en iyi olanı seçer. Kendisi ve kocasının güzelliği ortalamasında (genetik olarak) güzellik ve sağlıkta bir çocuk dünyaya getirir. Bu çocuğu kendi ve kocasının gelirleri el verdiği bir sosyal ve ekonomik bir ortamda yetiştirir ve kendileriyle arasında uçurum olmayacak seviyede bir çocuk topluma katar ve bu döngü böyle devam eder.
2) Güzel ve Ortalama Gelir Düzeyinde Bir Kadın: Aynı şekilde ailesinin katabileceği kadar bir ortamda ortalama bir eğitim alır, kendisiyle beraber olmak isteyen (aynı ortalama örnekten) 20 kişiden en sağlıklısı ve gelir düzeyi en iyi olanı seçer. Ancak bu sefer seçtiği kişi 1. örnekteki kadının eşinden daha iyi durumda olur (Güzellik ve ekonomik durumdan), sınıf atlar. Daha güzel bir çocukları olur (yine genetik) çocuk daha iyi bir ortamda büyür ve bu da böyle devam eder.
3) Çirkin ve Ortalama Gelir Düzeyinde Bir Kadın: Yine eğitim, çevre olaylarından sonra kendisiyle beraber olmak isteyen 2 kişiyi (yine aynı örnek rakamlar) farkeder ve burda ikiye ayrılır;
- Bu 2 kişiden en iyisiyle evlenir, ve bu kişinin durumu yukardaki 2 örnektekilerden de kötüdür, mutsuz olur ekonomik seviyesi ya sabit kalır ya da daha da azalır, çocuğu olur, kuzguna yavrusu güzel görünür ve böyle sürer gider.
- Ya da aza tamah etmez çalışır didinir daha iyi bi meslek sahibi olur ekonomik olarak sınıf atlar, kendisiyle beraber olmak isteyenlerin ortalaması artar. Aile kurar, çocukları olur. Bu ortamı kurmak için çok çalışmıştır.
Şimdi son olarak 3.örneğin 2. şıkkındaki kadın bu duruma gelmek için çok çabalamıştır ve kendiyle aynı (belki daha iyi) durumdaki 2. örnekteki kadınımızı görür. "Ben bu kadar çalışmış çabalamışken o cukkadan, zengin bir koca bularak bu hale gelmiş. Bu haksızlık!" der. Bazen bunu dışa vurmasa da insan doğası gereğince kıskanır.
İşte bu durumdaki kadınlar "Feminist" olur efendim. Oysa 2. örnekteki güzel kadın hala idimizin sözü geçtiği için, doğa kanunlarının ve genetiğin gerektirdiğinden ötürü bu durumdadır ancak feministler bunu reddeder. Bu sebeplerden dolayı da güzel feminist bulunmaz. Ancak bir feministin karşısına "Güzel feminist yoktur." teziyle çıktığınız zaman;
• "Güzellik görecelidir" der ve siz mutlak güzel'i (çoğunluğun güzel kabul ettiği kişileri) anlamazdan gelir. Tartışmanın ileriki safhasında "Önemli olan iç güzelliği" diyerek ütopik feminizm cumhuriyeti kimliklerini adeta masaya vururlar. Seslerini yükseltirler, "Senin gibi sığ biriyle tartışmam bile" gibi cümleler kullanarak tartışma ortamında götüm götüm kaçarlar. Özet olarak sığ bir şekilde çemkirir kendilerini de lady zannederler.
• "Ama şu var... şu kadın da var çok güzel" diyerek femizm'in ekmeğini semirerek paraları götürmüş oyuncuları, yazarları, siyasetçileri vb kişileri gösterirler. Siz o kişilerin femist olmadıklarını sadece "Ezildi kadın, yandı kadın, erkekler bok yesin, yaşasın kadın" diye çığırtkanlık yapa yapa ceplerini doldurduklarını, sabilerin paralarını höpürdettiklerini söyleyince de. "Bi insan sadece para için hissetmediği bişeyi savunmaz" der, içinizden size "Ohooo güzelim sen kapitalizmi hiç anlamamışsın ki" dedirtir sonra da, sırayla güzellik göreceli gibi klişelere sığır, çemkirir kaçar giderler
Yukarda örnekleri verilen durumların istisnaları olabilir. Ancak istisnalar; "Berdel yaptıkları için depreme düğünde yakalandılar bu sayede kimse ölmedi buyüzden berdel iyi bişydir" den öte değildir.
Öpücükler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder